17 Temmuz 2008 Perşembe

1999 ÖSS BİYOLOJİ SORU VE ÇÖZÜMLERİ

1999 ÖSS BİYOLOJİ SORU VE ÇÖZÜMLERİ

S1: "Bitkilerde nişastanın yıkımını sağlayan enzimler vardır." hipotezini doğrulamak için düzenlenen deneyde, bitki özütünün, aşağıdaki karışımlardan hangisinin bulunduğu tüpe konulması gerekir?
A) Nişasta ayıracı + Nişasta yıkan enzim
B) Nişasta yıkan enzim + Monosakkarit ayıracı
C) Nişasta + Monosakkarit ayıracı
D) Monosakkarit + Nişasta yıkan enzim
E) Monosakkarit + Monosakkarit ayıracı

Ç1: Bitki hücrelerinde nişastanın yıkımını sağlayan en­zimler vardır.
Çünkü, gündüz fotosentez sonucu üretilen glikozun fazlası nişasta olarak depolanmak­ta,
gece veya fotosentezin yapılmadığı zamanlarda yeniden yıkılarak kullanılmaktadır.
Bunu ispatlamak için, bitkilerden alınan özüt (sıvı), nişasta karışımının bulunduğu tüpe konulur.
Bir sü­re sonra glikozların oluşup oluşmadığını gözlemek için, tüpe glikoz ayıracı eklenir.
Bunun için Benedict çözeltisi veya Fehling çözeltisi kullanılabilir. Sonuçta kırmızı renk oluşuyorsa, glikoz oluşmuş (nişasta sindirime uğramış) denebilir.
Cevap C



S2: Bitkilerde gerçekleşen solunum ve fotosentez olayları dikkate alındığında, aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Bitkiler gündüz O2 üretir.
B) Bitkiler hem gece hem gündüz CO2 üretir.
C) Bitkiler gündüz CO2 kullanır.
D) Bitkiler gündüz O2 kullanmaz.
E) Bitkiler gece özümlemelerinde CO2 kullanmaz.

Ç2: Bitkilerdeki hücresel solunum, tüm canlı hücrelerde gece ve gündüz sürekli olarak gerçekleşir.
Bunun için her zaman oksijen kullanırlar.
Ancak bu oksijen geceleri dışarıdan alınırken, gündüzleri fotosentez ürünü olarak kloroplasttan karşılanır.
Geceleri fotosentez yapılmadığı için oksijen üretil­mez, bunun için dışarıdan alınır.
CO2 kullanımı da olmaz, aksine dışarı verilir.
Gündüzleri fotosentez gerçekleştirildiğinden O2 üre­tilir ve bunun fazlası dışarı verilir.
Aynı zamanda CO2 üretilir, ama fotosentezde kullanıldığı için dışa­rı verilmez. Hatta bir miktar CO2 dışarıdan alınır.
Cevap D



S3: Fotosentez hızını etkileyen bir etken fotosentez için en yüksek değerin üzerine çıktığında ya da fotosentez için en düşük değerin altına düştüğünde fotosentez süreci durur. Bu etken, fotosentez için en uygun değerde olduğunda, fotosentez sürecinin hızı en yüksektir.
Aşağıdaki grafiklerde, bitkilerde fotosentez hızını etkileyen ışık şiddeti ve sıcaklığın bu değerleri, numaralarla gösterilmiştir.
Buna göre, aşağıdakilerin hangisinde verilen değişme yönlerinin her ikisi de fotosentez hızının artmasına neden olur?
(Işık şiddeti ve sıcaklığın, fotosentez hızına etkileri­nin birbiriyle ilişkisi olmadığı varsayılacaktır.)

Işık şiddetindeki Sıcaklıktaki
değişme yönü değişme yönü
A) 4 ten 5 e 1 den 2 ye
B) 1 den 2 ye 2 den 3 e
C) 2 den 3 e 3 ten 2 yeD) 5 ten 6 ya 4 ten 5 eE) 3 ten 2 ye 5 ten 6 ya

Ç3: Fotosentez hızının artması ve en yüksek değere ulaşması, hem sıcaklığın hem de ışık şiddetinin en uygun değere doğru değişmesiyle sağlanır.
Işık şiddeti, 1 den 2 ye, 3 den 2 ye, 4 den 5 e, 6 dan 5 e doğru değişirse fotosentez hızı artar.
Sıcaklık için de aynı değişmeler fotosentez hızını artırır.
Seçeneklerde hem ışık şiddetinin, hem de sıcaklığın belirtilen şekilde değiştiğini gösteren sadece A dır.
Diğer seçeneklerde, faktörlerden birisi uygun olsa bile, diğeri uygun değildir.
Cevap A



S4: Biri ışık geçiren, diğeri ışık geçirmeyen iki ayrı şişeye, aynı miktarda deniz suyu ve şişelerin her birine bitkisel özellikli bir tür planktondan eşit sayıda birey konulmuştur.
Şişelerin ağzı kapatılmış ve şişeler ışıklı bir ortamda, normal şartlar altında, planktonun birkaç döl verebilmesine yeterli olan bir süre tutulmuştur.
Bu sürenin sonunda, iki şişe arasında,
I. Planktonların birey sayısı
II. Glikoz miktarı
III. Deniz suyundaki O2 miktarı
IV. Deniz suyundaki CO2 miktarı
niceliklerinden hangileri bakımından fark olması beklenir?
A) Yalnız I ve II
B) Yalnız II ve IV
C) Yalnız I, II ve III
D) Yalnız I, III ve IV
E) I, II, III ve IV

Ç4: Soruda belirtilen düzenek aşağıda gösterilmiştir.
Bu düzenekler ışıklı bir ortamda bir süre bekletilirse, ışığın geçtiği şişede fotosentez olacak ve ortama O2 verilecek, ortamdan ise CO2 alınacaktır.
Hücrelerin sitoplazmalarındaki glikoz miktarı ise ar­tacaktır.
Sonuçta birey sayısı da hızlı biçimde artar.
Işığın geçmediği şişede fotosentez olmaz.
Sade­ce oksijenli solunum devam ettiğinden, dışarıdan O2,alınır ve dışarıya CO2 verilir.
Hücrelerdeki glikoz miktarı azalır.
Birey sayısı artsa bile, diğer düze­nekteki kadar hızlı artmaz.
Eğer bekletme süresi uzarsa besinsiz kalan hücreler ölmeye de başlarlar.
Buna göre, verilen öncüllerin hepsi iki şişe için farklı değerlerde olur.
Cevap E



S5: Hücrelerde gerçekleşen,
I. Bir molekül glikojenin CO2 ve H2O ya yıkımı
II. Bir molekül ATP nin ADP ye yıkımı
III. Bir molekül glikozun etil alkol ve CO2 ye yıkımı
IV. Bir molekül glikozun CO2 ve H2O ya yıkımı
olayları, aşağıdakilerin hangisinde, en az enerji üretilenden en çok enerji üretilene doğru sıra­lanmıştır?

A) I – III –IV – II
B) I – IV – II – III
C) II – III – IV – I
D) III – I – II – IV
E) IV – II – III - I

Ç5: Enerji üretimiyle ilgili dört olayı ayrı ayrı irdeleyelim.
I. olayda oksijenli solunum olup, glikojendeki gli­koz sayısı x 38 ATP lik enerji kazanılır.
II. olay ise sadece 1 ATP nin sentezidir.
III. olay bir fermantasyon olup, net 2 ATP lik enerji kazanılır.
IV. olay oksijenli solunum olup, net 38 ATP lik enerji kazanılır.
Buna göre, enerjinin en az üretildiği olay II ve enerji­nin en çok üretildiği olay I dir.
Cevap C



S6: DNA molekülünün yapısal özelliklerinden bazıları şunlardır:
I. Dört farklı nüktleotiti farklı miktarlarda bulundurması
II. Nükleotitlerinin zincirdeki konumlarının farklı olması
III. Nükleotitlerinin oluşturduğu zincirin uzunluğu
IV. Nükleotitlerinin çift sarmal biçiminde konumlanması
V. Nükleotitlerindeki bazların birbirlerine hidrojenle bağlanması
Bu özelliklerden hangileri, genlerin birbirlerinden farklı olmasını sağlar?
A) I ve II
B) III ve IV
C) IV ve V
D) I, II ve III
E) III, IV ve V

Ç6: DNA moleküllerinden oluşan genlerin farklı olması şu faktörlerle sağlanır.
- DNA nın uzunluğu (toplam nükleotid sayısı)
- DNA daki nükleotid oranları
- Nükleotidlerin diziliş sırası
Sorunun öncüllerinden I, II ve III bunları ifade etmek­tedir.
IV. ve V. öncüller tüm DNA ve gen çeşitleri için ge­çerlidir ve farklılık nedeni değildir.
Cevap D


S7: İnsanın normal gelişme ve çoğalma evrelerinde,
I. Zigotun bölünmeye başlaması
II. Yumurta hücresinin oluşumu
III. Sperm hücresinin oluşumu
IV. Gastrula (üç tabakalı embriyo) oluşumu
V. Blastula (içi sıvı dolu top görünümlü embriyo) oluşumu
olaylarından hangilerinde mayoz bölünme gerçekleşir?
A) I ve II
B) II ve III
C) IV ve V
D) I, II ve III
E) I, IV ve V

Ç7: İnsanda, mayoz bölünme, gelişmesini tamamlamış (ergenlik çağına gelmiş) bireylerin üreme organla­rında (testis ve ovaryumlarında) gerçekleşir.
Bunun sonucunda üreme hücreleri (gametler) olan sperm ve yumurta meydana gelir.
Zigot isimli tek ve ilk hücrenin mitoz bölünmeler ge­çirerek embriyoyu, sonra bebeği, sonra çocuğu oluşturması hep mitoz bölünmelerle sağlanır.
Cevap B


S8: Aşağıdaki soyağacında, bir özelliği fenotipinde gösteren bireyler siyah renkle gösterilmiştir.
Soyağacındaki bilgilere göre, bu özelliğin kalı­tımı;
I. X kromozomunda mutasyonla ortaya çıkan baskın bir genle
II. Otozoma! taşınan çekinik bir genle
III. Y kromozomunda mutasyonla ortaya çıkan baskın bir genle
IV. Otozomal taşınan baskın bir genle
V. X kromozomunda çekinik bir genle
taşınma biçimlerinden hangileriyle gerçekleşir?
A) I ve II
B) II ve IV
C) I, II ve V
D) I, III ve IV
E) III, IV ve V

Ç8:
Dişiler iki adet X kromozomu taşımakta olup, bunun birisini annesinden, diğerini babasından alır.
Erkekler bir X, bir Y kromozomu taşımakta olup, X kromozo­munun annesinden, Y kromozomunu babasından alır.
Buna göre,
- 1 numaralı dişide, yumurtalar oluşurken meyda­na gelecek baskın bir mutasyon belirtilen dört bireyin hasta olmasına neden olabilir. Çünkü belirtilen dört bireyin hepsi 1. bireyden X kromo­zomu alır.
- Otozomal demek, X ve Y kromozomu haricindeki kromozom çiftlerinde taşınan karakterler demektir.
Böyle karakterlerin aktarılması, her iki kromozomda da genin bulunmasıyla sağlanır. Dişi ve erkekte or­taya çıkma şansı eşittir.
Soyağacındaki 1, 2 ve 5 numaralı bireyler heterozigot (Aa) olursa, taranan dört birey çekinik olarak oluşabilir.
- Gösterilen karakter, Y kromozomuyla taşınıyor olamaz. Çünkü dişilerde de ortaya çıkmıştır. Oysa dişilerde Y kromozomu yoktur.
- Belirtilen karakter, baskın olarak aktarılıyor ola­maz. Çünkü 1 ve 2 numaralı bireyler çekinik ol­muş olur. Çekinik anne ve babadan baskın ço­cuklar oluşamaz.
- Bu karakter X kromozomunda çekinik olamaz. Çünkü, 3 numaralı dişinin bu karakteri göstermesi için babasının da aynı fenotipte olması gerekir.
Cevap A



S9: Vitaminlerle ilgili bazı özellikler şunlardır:
I. Bazılarının suda, bazılarının yağda çözünmesi
II. Bazılarının heterotrof canlıların vücudunda depolanamaması
III. Her vitaminin, yalnızca kendine özgü reaksiyonun gerçekleşmesinde rol alması
IV. Heterotrof canlılar tarafından doğrudan sentezlenememesi
Bu özelliklerden hangileri, heterotrof canlılarda, bir vitamin eksikliğiyle ortaya çıkan bozukluğun başka bir vitaminle giderilememesinin nedenidir?
A) Yalnız II
B) Yalnız III
C) I ve II
D) II ve IV
E) III ve IV

Ç9: Vitaminlerin çoğu, proteinlerle (apoenzim) birleşe­rek aktif enzimleri (bileşik enzim) oluşturur.
Her pro­tein çeşidi ancak bir çeşit koenzimle (genellikle vita­mindir) iş görebilir.
Buna göre, bir vitaminin yerine başka bir vitaminin alınması, ilgili enzimin üretimini sağlamaz.
Enzim üretilemeyince ilgili reaksiyon da gerçekleşemez.
Diğer üç özellik vitaminlerle ilgili olmakla birlikte, so­ru kökünde belirtilen durumu açıklamaz.
Cevap B



S10: Penisilin ve tek bir bakteri türü ile normal besi ortamı içeren iki petri kabında, aşağıdaki şemada gösterilen deney yapılmıştır.

Bu deney sonucu,
I. Aynı türe ait bireyler farklı kalıtsal özellikler gösterir.
II. Aynı besini kullanan bireyler, besin açısından rekabete girer.
III. Ortamın yeni koşullarına uyabilen bireyler bu koşullarda yaşamaya devam eder.
ifadelerinden hangileriyle açıklanabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve III
D) II ve III
E) I, II ve III



Ç10: Penisilin, bakterilerin üremesini engelleyen ve onla­rı öldüren bir antibiyotiktir.
Böyle bir madde, tek bir bakteri türünün oluşturdu­ğu I. ortama eklendiğinde ancak 3 koloni hayatta kalabiliyor.
Eğer tüm bakterilerin kalıtsal yapısı aynı olsaydı hepsi ölürdü.
Demek ki hayatta kalanlar diğerlerinden farklı olup, penisiline dirençlidir.
Hayatta kalan koloniler, yeni bir besi yerinin her ta­rafına yayılabildiklerine göre, koloniler arasında re­kabet yoktur.
Sonuç olarak, bir türdeki bakterilerde kalıtsal yapı farkı vardır. Penisiline dayanıklı olanlar, penisilinli ortamda da yaşamaya devam edebilirler.
Cevap C



S11: İnsan kanında bulunan olgun alyuvarlar,
I. Karbondioksit bağlama
II. DNA sentezi yapma
III. Antikor sentezleme
olaylarından hangilerini gerçekleştiremez?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) Yalnız III
D) I ve III
E) II ve III

Ç11: İnsan kanındaki alyuvarlar, olgunlaşma sürecinde çekirdeklerini ve birçok organelini kaybederler.
Bunun için, DNA sentezi yapma ve bölünme yete­nekleri yoktur.
Antikor üretmeyi ise, akyuvarlar ve diğer bazı özel dokular yapar.
Alyuvarlar DNA larını yitirince, anti­kor (protein) sentezi için şifre veremezler.
Alyuvarlar CO2 yi alarak H2O ile birleştirirler.
Bir miktarını da hemoglobine bağlayarak taşırlar. Bu sa­yede kanın pH sının dengede kalmasını sağlarlar.
Cevap E



S12: Suda yaşayan bir canlı kolonisinin bazı özellikleri şunlardır:
I. Birer çift kamçı taşıyan 16 hücreden oluşmuştur.
II. Hücrelerin işlevleri birbirlerinin aynıdır.
III. Hücreler, jelatinimsi bir kılıfla bir arada tutulmuştur.
IV. Hücreler, koloniden ayrıldıklarında da bir birey gibi canlılıklarını sürdürebilmektedir.
Yukarıdaki özelliklerden hangileri, bu koloninin çok hücreli canlı olmadığının kanıtlarıdır?
A) I ve II
B) I ve IV
C) II ve III
D) II ve IV
E) III ve IV

Ç12: Bir hücre topluluğunun çok hücreli canlı kabul edile­bilmesi için;
- Hücreleri arasında işlevsel ve yapısal farklılıklar bulunması
- Hücreleri birarada tutan bağlantıların olması gerekir.
Bu özelliği göstermeyen koloniler çok hücreli değil, bir hücreli canlı kabul edilirler.
Örneğin, bakteri ko­lonileri, geçici olarak bir araya gelmiş ökaryot bir hücreliler bu tip hücre kümeleridir.
Bunlar birbirlerin­den ayrıldıklarında, tek başlarına yaşamlarını ve üremelerini devam ettirebilirler.
Çünkü her hücre bütün hayatsal olayları başarabilir.
Soruda verilen öncüllerden II ve IV çok hücreli canlı özelliklerini gösterir.
Cevap D

Hiç yorum yok: